19 Aralık 2012 Çarşamba

Sobalı evde büyüyen çocuk


Sobalı evde büyüyen çocuk

Sobalı evde büyüyen çocuk

Sobanın borusunda bulunan çamaşır kurutma tellerine asılı olan okul önlüğünün kurumasını beklemiş çocuktur...Kış sabahları bazen üşümekten yataktan çıkmayı istemeyen, soba kokusunu seven, üstünde kaynayan çaydanlığın sesini seven, üstündeki kestanenin, mandalina, elma kabuklarının kokusunu tanıyan seven, bahçede karda oynadıktan sonra üstüne ellerini tutup ısıtmayı seven, sobalı odadan öteki odaların soğukluğu nedeniyle çıkmak istemeyen kömür kokusu odun kokusu çalı çırpı çıtırtısı ateş gürlemesi nedir bilen çocuktur... Yıllar sonra büyüdükten sonra kaloriferli veya kombili bir evde bilehalen "oturma odası"nın kapısını kapayan rahatsız bir insandır... İlerleyen yıllarda kestaneye bayılan ama çocukluğundan hatırladığı tadı bulamayan bir büyük insan olacaktır... Sobanın üzerine kolonya dökerek alev denemesi yapmış çocuktur... Elbiselerinin bir köşesi kurutulurken yanmıştır... Büyüdüğünde yazın bile yorgan kullanmadan uyuyamama alışkanlığına ve her mevsim açık kapıları kapama hastalığına sahip olacak çocuk... Gizli gizli sobanın arkasına pastel boya değdirip boyanın eriyerek soyutsanat eserlerine dönüşmesini izleyen koku fark edilip kendisine müdahale edilene kadar bunu değişik renklerle yapmaya devam eden çocuktur... Nohutun leblebiye dönüşünü soba üstünde görmüş çocuktur... Yün çoraplarını sobaya dayayarak ayaklarını ısıtmış çocuktur... Geceleyin ateşin kırmızı ve sarı renklerinin dansını evin tavanında seyreden çocuktur... Elinin kolunun bir kenarında muhtemelen nasıl olduğunu hatırlayamadığı yanık izleri olan çocuktur... Sobanın kenarına pısıp, dakikalarca ısınan sonra koşarak aynaya bakan ve kıpkırmızı yanakları görünce kendini beğenen, bundan zevk alançocuktur... Annesi evde yokken soba sönmesin diye sobaya tahta kömür taşımayı görev bilmiş çocuktur... Gece lambasının ışığı yerine sobanın alevlerine bakarak uyuyan çocuktur... Soba tütünce tırsmış çocuktur... Sobanın önünde mavi leğen icinde banyo yapmış çocuktur... Muhakkak bir kere evi havaya uçurma macerasını yaşamış çocuktur... Sobanın sıcaklığını ne kaloriferle ne de doğalgazla ısınan evde bulabilmiş çocuktur... Önlük yakalığını kumaş mendilini bilumum ufak tefek malzemeyi soba borusuna yapıştırmak suretiyle ütülemiş olan çocuktur... Sıcacık odada radyo dinlemeyi...
Sevdikleriyle zaman geçirmeyi...
Annesinin ördüğü kazağı o sıcaklıkta yine de giymeyi... Özellikle de hasta olmayı çok iyi bilen çocuktur... 

'SICAK' BİR ANIBizim sobanın içi geçmişti. Böyle biraz köz kalmış içinde. Ben de üşüyorum. Küçüğüm tabi. Isınmak için sobanın üstüne oturdum. Hafif hafif artarak ısıtıyordu. Yanmadan önce kalkıyordum. Kıçımdan aldığım ısı böyle vücüduma dağılıyordu. Kıçım yeteri kadar soğuyunca tekrar oturuyordum.
Sonra aklıma şahane bir fikir geldi. Artık sobanın üzerinde daha uzun süre oturabilecektim. Pantolonun üzerinden kıçımı ıslattım. Islak ya, soğuk ya daha fazla kalabileceğim sobanın üzerinde. Böyle ateşin üzerinde duran cezve gibi yandan yandan alıcam ısıyı. Neyse ıslak kıç ile bi oturdum.
Ulan 5 saniye geçmeden bastım çığlığı. Evde dört dönüyorum. Bağıra bağıra. Hatta böğürerek ağlayarak.
Tabi o zamanlar fizik, kimya bilgisi filan hiç yok. Planlarım ters tepti. O su ısınınca aniden şoklama yaparcasına haşladı kıçımı. Lanet olsundu. Saklamak istedim eve geldiklerinde annemlerden ama bunu başarmamı engelleyecek derecede acı veriyordu. Yerimde duramıyordum. Sordular söyledim. Güldüler.
Kıçımı açıp yoğurt sürdüler.
Günlerce güldüler. Yıllarca dalga geçtiler. Hafiften bir iz duruyor hala. Şimdi ben diyorum. Anne soba iyice soğudu şuna bi oturayım diye.
Yine gülüyor. Aslında şimdi yine denesem daha fazla dayanabilirim gibi geliyor!.. 

1 yorum:

  1. Benim sol elimin bileğimin içinde bir yanık var soba üzerinde ekmek kızartırken olmuştu :) Yanığımı da seviyorum sobayı da :)

    YanıtlaSil