9 Kasım 2012 Cuma

Giripin Tribal enfeksiyonu


Son zamanlarda insanları bembeyaz surat ile yaşayan hayalet misali ellerinde mendille dolaşır görüyorum. Neden diye sormayacaksınız. Tabi ki kışa giriyoruz ve yılda bir iki kez yoklayan bela grip yine sizi buldu demektir. Öyle bir şey ki insan bünyesini hayattan alıkoyan, halsiz bırakan, sürekli sümük salgılamasına ve öksürmesine yol açan, vücut ısısını yükselten bir hastalık belasıdır. Eğer iş yerinizdeyseniz, izin alıp gitmek zor olur. Genellikle bilgisayarınıza devekuşu misali gömülürsünüz. Önünüzde bitki çayı ve bir çuval mendil durur. Çöp tenekeniz mendil artıkları ile doludur. Grip her zaman sıradan, basit bir hastalık gibi gelir birim amirlerine. Bu yüzden izin olayı zordur. Mecbur çalışırsınız. Genellikle de “Allah sana da yaşatsın ben görürüm. İnsan yaşamadan anlamıyor” gibi çağımızın tedavisi olmayan bir hastalığıymış tribine sokar. Öleceksiniz sanırsınız. Battaniye altında bitki çayınız ile anneye muhtaç bir yaşam sergilersiniz.
Aslında şöyle bir söylem var bu grip için her şeyi açıklıyor: Kötü grip 7 gün sürer... İyi grip 1 haftada geçer...

ÇEVRE BASKISI
Grip olduğunuzda sizin ve etrafınızdakilerin tribal enfeksiyona yakalanmaları muhtemeldir. Mesela gripli bir şekilde elinizde mendille dolaşırken karşınızda bir arkadaşınız geldi.
-Hayırdır Lütfi ne oldu hasta mısın?
-Ya sorma lanet grip beni buldu.
-Amannn. Uzak dur abi uzak durrr.
-Yok artık Lebron James . Olm AIDS olmadım.
-Geçmiş olsun güle güle...

SUÇLAMALAR
Eğer ilk gripi siz olursanız ve sizden sonra bir kişi daha gribe yakalandıysa: “Ulan Lütfi bize sattın hastalığı.” İnanın kürek cezası alsanız daha iyidir. Bu suçlamalarda ilk virüsü sizin getirdiğiniz inancına kapıldıysalar her grip olan kişi tarafından kötü gözlerle bakılırsınız.

ŞİFACILAR
Her yakalanıldığında etrafında bu hastalığı yenmek için türlü türlü otlar tavsiye eden insanların türemesine yol açar. Bunlar alanında oldukça tecrübelidir. Çünkü hassastır ve grip belası bunları vurmadan geçmez. O yüzden tecrübelerinden yararlanın.

MIZMIZLAR
Bu arkadaşlar hastalığı AIDS, veba, kolera ile eşdeğer görür. Koşarak doktora giderler. Psikolojik olarak rahatlarlar ama genelde akşam semptonları başlayınca tekrar psikolojik olarak çaresiz bir hastalığa yakalanmış edasıyla kendilerini yatağa atarlar. Hele hele son yıllarda bir dünya hayvan griplerini duydular ya yandılar, ölümcüldürler.

TINLAMAZLAR
“Ya gripten mi yıkalacağız, biz neler yaşamışız abiciğim” gibi gripi ayakta geçirmeye çalışan arkadaşlardır. Tripleri aslında halsizlikten yıkılır ama kendilerine ve etrafa belli etmemeye çalışırlar.
-Hayırdır abi burnun felan akıyor.
-Yok bir şey ya.
-Grip mi oldun abi sen.
-Yok dedim ya oğlum.
-Abi dinlenmen lazım.
-Başlıycam ya ufak tefek bir nezle olduk. Ne olcak ölmeyiz.
-Aman abi uzak dur benden.
-Yok ebenin köyü..

AŞISI TUTANLAR
Bu arkadaşlar genellikle ağır geçirilen bir gribal enfeksiyondan dolayı kış başlangıcı ile eczanelerde asılan ilana uyup koşarak aşı olurlar. Grip olanları küçümser dalga geçer. “Ben size demedim mi. Gidin aşı olun diye. Bakın ben turp gibiyim. Hahahaha” Türk sinemasındaki Erol Taş’ı andırırlar. Ama böyle bir arkadaşın bir hafta sonra grip olduğunu gördüğüm oldu.

Neyse ben bunları yazarken yanımda grip olan mesai arkadaşım Filiz Atasayar sanırım bana gribini bulaştırmak istiyor. Kısacası yukarıda dediğim gibi ilaçla 7 günde, ilaçsız 1 haftada geçer bu hastalık. 

1 yorum: