7 Kasım 2012 Çarşamba
Takvim Gazetesin'de ki bugünkü köşe yazım Ya erkekler olmasaydı
Geçen gün gazetede masama doğru yürürken Ekonomi muhabirimiz Burçin Göktan arkadaşım ile göz göze geldiğimizde öfkeyle dönerek bana “Erkek değil misiniz, hepiniz aynısınız” dediğindeki dumurumu size anlatamam. Cevabım “Heee aynıyız” oldu. Evet anatomimiz aynı. Neden bunu düşündü, niye bana bunu söyledi bilmiyorum. Sadece kurunun yanında yaşın da yanması olayı gibi bir şeydi. “Ne oldu canım, niye böyle bir şey söyledin” desem, erkek arkadaşının bütün hıncını benden çıkaracağı için bir manevrayla yerime kıvrıldım, bilgisayarın arkasına geçtim, bir şeyden korkan çocuk gibi kendimi sakladım. Göz göze gelmemeye çalıştım.
Bu sözü duyduğunuzda tehlikeli bir durum olur. Üç kız ya barda, kafede, mekan ve zaman farketmeksizin biz erkekleri çekiştiriyorlar. Ve bir tanıdık erkek bu muhabbetin üstüne gelince “Erkek değil misiniz, hepiniz aynısınız. Topunuzun köküne kibrit suyu” sözü ile erkek ırkına bir son vermek isterler. Peki bu erkekler olmasaydı dünyada neler olurdu mesela:
Erkekler olmasa meyhaneler ve kumarhaneler de olmazdı.
Erkekler olmasa kavanoz kapakları açılmazdı.
Erkekler olmasa yollarda bayan şoförleri sıkıştıran olmaz, “Yavrum kurban oliim araba kullanmana” türünden laflar edilmezdi.
Erkekler olmasa, aile mahkemeleri olmaz; boşanma davalarına bakan hakimler, çay partilerinde dedikodu yazarlığı yaparlardı.
Erkekler olmasa, Meclis’te günü birlik kermesler düzenlenir, çiğköfte partilerinin yerini, kek ve pasta partileri alırdı.
Kadınlar birbirini öldürürlerdi.
Cep telefonlarını karıştıracak birileri olmazdı.
Erkekler olmasa mangal partileri de olmaz, ateşi yelleyecek adam bulunmazdı.
Erkekler olmasa futbol olmazdı.
Dünyada insan nüfusunun ömrü 70 yıl sonra sona ererdi.
Değişik bir insan ırkı çıkardı, erkeklik hormonu yüksek kadınlar ve kadınlık hormonu yüksek olan iki cins olabilirdi. Görüntü aynı, hakimiyet farklı olurdu. Erkeklerin var
olması daha iyi dedirtesi bir durum.
Erkek olmasa kadınlar arasında, senin sevgilin, benim sevgilim kavgaları da çıkmazdı.
Madem bu kadar dertlisiniz kızlar bu erkeklerden, bir de bunun şu tarafından bakın. Kadınların işlerini kolaylaştırılan buluşlar kimlerinmiş:
DİKİŞ: Dikiş makinesini 1830’da Fransız Barthelemy Thimonnier icat etti. Makinede ayak pedalıyla döndürülen bir tekerlek, iğneyi kaldırıp indiriyordu.
ÜTÜ: Henry Seely 1882’de elektrikli ütüyü icat ederek kor halinde kömür konularak ısıtılan ve kullanımı zor ütüler ile elbiselerin ütülenmesine son verdi.
SÜPÜRGE: Temizliğin vazgeçilmezi elektrik süpürgesini de 1901’de Hubert Booth icat etti.
MİKSER: 1884 yılında Willis Johnson tarafından icat edildiği biliniyor.
MİKRODALGA FIRIN: Donmuş gıdaların ısıtılmasında kullanılan mikrodalga fırını 1945’te ABD’li Percy L. Spencer gerçekleştirmiş.
BUZDOLABI: Mutfakların basköşesinde yer alan buzdolabını 1805’de Oliver Evans icat etmiş.
TEFLON: 1939 yılında Dr. Roy J. Plunkett tarafından bulunan teflon daha sonra Dupont Teflon adıyla bugün tencere ve tavalarda kullanılmaya başlandı ve mutfağın vazgeçilmez aletleri arasında yerini aldı.
DONMUŞ GIDA: Kısıtlı zamanlarda yemek sorununun aşılmasını sağlayan donmuş gıdaların buluşu ise Clarence Birdsey’e ait. İlk donmuş gıdayı üreten Bridsey sayesinde artık birçok kadın yemek sorunu yaşamıyor.
SAKLAMA KABI: 1795’te Nicolas François Appert’in oluşturduğu kapak sistemi ile gıda saklama sorunu son buldu.
BEBEK BAKIMI: İngiliz William Kent 1733 ilk bebek arabasını üreterek bebeklerin gezdirilme sorununu ortadan kaldırırken, Henri Nestli de 1867’de ilk bebek mamasını üreterek bebek beslemesine katkı sağladı.
SAÇ BOYASI: Fransız kimyager Eugene Schueller, ilk saç boyasının yapımını gerçekleştirerek kadınların daha güzel görünmelerine imkan tanıdı...
Yani kızlar, biz erkekler olmasaydık siz de olmazdınız.
Kibrit suyuna gerek yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder