27 Kasım 2012 Salı

Düğün öncesi sendromu



Evlenen çiftler bilir düğün zamanı yaklaştı mı yavaş yavaş içten bir sıcaklık kalbin bütün kısımın sarar. Bazen mide bulantısı ve baş dönmesi eklenir. Aşırı sinir, panik ve saldırganlık başlar. 
Sizin için bir peri masalı gibi olması lazımdır. Ama hissettiğiniz tek şey huzursuzluk ve gerginlik… Sanki içinizde başka biri var. Ve o tanımadığınız biri nikah masasına oturduğunuzda “Hayır!” diye haykıracak ve duvağını atıp, gözyaşları içinde koşarak salonu terk edecek… Korkmayın, hepsi geçecek… Hemen her gelinin başına gelen şeyi, evlilik öncesi sendromunu yaşıyorsunuz.

Kadınların evrim süreci şu şekilde ilerler.


Düğüne 1 yıl kala: Yuvayı yapmaya başlayan dişi kuşumuzda nesneleri sahiplenme iç güdüsünün ortaya çıktığı zamanlardır ve her sahiplenme de olduğu gibi buda gerginlik yaratır. Blenderım şöyle olacak, çatallarımı şu şekil hayal ediyorum. Koltuklarım şu renk olmalı vs vs. 


Düğüne 6 ay kala: Evin içini en azından kafasında halleden gelinimiz için artık evin dışını kurgulama vakti gelmiştir. Anne evi merkezli 1 km çapında bir yuvarlağı istem dışı çizmiştir. Bu anlamda kartal göz kesilen kız, gördüğü her boş camı not etmeye sohbetin en güzel yerinde damat adayına zerk etmeye programlanmıştır. "Canım düğüne sayılı günler kaldı. Artık evi tutalım" cümlesi erkek bünyesinde çok manalı olan "Daha aylar var" cevabıyla karşılassa dahi hepimizin bildiği üzere bir iki ay içinde ev tutulmuş olacaktır.


Düğüne 3 ay kala: Ev ve eşya işinin bir bölümünü teoride bir bölümünü pratikte halleden gelinimiz için yeni gerginlikler vardır. Düğünüm nerede yapılacak, gelinliğim nasıl olacak vs. organizatörü Ahmet San bile olsa fayda vermez. Düğün gelin için ben merkezli bir şeydir. İngiliz kraliyet ailesi bizzat heyet gönderse "Kızım sen merak etme ardında biz varız" dese de anlamı olmaz. O gelindir ve gergin olması adettendir.


Düğüne 1 hafta kala: Davetiyelerden, nikah şekerine kadar her ayrıntıyı düşünen ve bu streste kilo alan gelinimiz (ki almasa bile öyle hisseder) "Bu hafta hiçbir şey yemesem tamamdır" der. Düğün davetiyesini facebook ta paylaşan ve saat başı gelen yorumlara cevap veren gelinimiz için en büyük problem damat kısmındaki rahatlıktır. Dönem içinde kavga etme konusunda 28 Nihat doğan gücünde olan gelin damadın ömründen 2 yıl götürür. Hoş kendide yaşlanır ya neyse. erkek sonuç odaklı bir organizmadır. Onun için düğün zamanındaki evet-hayır kısmı ve nikah cüzdanı önemlidir. Gerisinin gereksiz teferruat olduğunu düşündüğünden "1 hafta kaldı ne bu sendeki rahatlık" saldırısına "Evet canım 1 hafta sonra evleniyoruz" naifliğiyle cevap verse de gelin bu gerilimi az cümleyle daha bir gerilir. 


Düğüne 1 saat kala: İnsanın başına çok tehlikeli olaylar gelebilir. Ne bileyim Manhattan'da gezerken yolu şaşırıp Harlem'e dalabilirsiniz, Trabzon tribününe Fenerbahçe formasıyla girebilirsiniz, emin olun hiçbirinde bu kadar tehlikeli biriyle karşılaşamazsınız. Çok ilginçtir. Hem çok güzel hem de bu kadar itici olmayı nasıl başarıyor diye düşünmeden edemezsiniz. 


Düğünden 5 yıl sonra, başka bir gelinin yanında: Güzelim bu kadar gerilmene gerek yok. Bak işte biz de evlendik bitti. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder